Flipped Classroom : Ters Yüz Edilmiş Eğitim Sistemi
Son zamanlarda eğitim dünyasında en sık kullanılan kavramlardan biri de “Flipped Classroom”. Yani bir anlamda ters yüz edilmiş eğitim sistemi. Öğrenci dersi evde öğreniyor, okulda da öğrendiği konuyla ilgili etkinlik yapıyor.
Öğrenmede kalıcılığı sağlayan şeyin, konuyla ilgili yapılan etkinlikler ve projeler olduğu düşünüldüğünde çok mantıklı bir sistem olduğu gayet açık…
Öğretmen normalde sınıfta anlatacağı dersi, teknolojinin nimetlerinden faydalanarak önceden hazırlıyor ve öğrencilerine gönderiyor. Öğrenciler okula gelmeden önce bu dersi seyrediyor veya gönderilen uygulamayı yapıyorlar. Böylece öğrenciler ön bilgiye sahip olarak okula geliyorlar.
Yani artık öğrenciler Mohaç Meydan Muharebesi’nin hangi tarihte, kimler arasında yapıldığını evde öğreniyor. Okula geldiğinde ise bu savaşın sebeplerini ve sonuçlarını tartışıyor. Bu sayede grup çalışmalarına, araştırmaya ve problem çözmeye yönelik bir sınıf ortamı oluşturulabiliyor. Yani bir anlamda sınıf bir laboratuvara dönüşüyor. Tabii bu sistemde öğretmenin rolü daha da artmış durumda. Çünkü öğretmen artık sadece bilgi sunan değil, bilginin nasıl kullanılacağı konusunda rehberlik eden bir kişi olmak zorunda. Öğrenciler de sunulan bilgiyi alan değil; araştıran, sorgulayan ve analiz eden bireylere dönüşüyor. Tabii internet labirentinde öğrencilerin kaybolmasını engellemek için güçlü bir metodoloji ve planlama şart.
Eğer öğretmen sadece “Evde şu konuyu internetten araştırın, gelin!” diyorsa, bu model hiçbir işe yaramaz. Net yönlendirmeler ve sistematik hazırlıklar olmazsa klasik sistemi arayabiliriz.
Bu sistemin zor kısmı, öğrencilerin evde çalışacakları videoları veya öğretim kaynaklarını hazırlamak değil, sınıfta yapılacak etkinliklerin tasarlanması. Geleneksel eğitim sisteminde çok fazla kullanılmayan öğrenci merkezli etkinlikleri organize etmek ve uygulamak, her zaman çok kolay olmuyor. Grup çalışmalarına alışmamış öğrencilerle sınıf içi etkinlik yapmak öğretmeni en zorlayan bölüm olabiliyor. Bir de öğrencilerin internet labirentinde kaybolmalarını engellemek için atılacak adımlar çok önemli. Bilginin bu kadar cömertçe sunulduğu bir dönem yaşanmadı ancak bilgi hızla kirleniyor.
Evet, bilgiye ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı ama bilgiye ulaşırken pisliğe bulaşmak da artık çok kolay.
Bütün bu yazdıklarımızdan tek bir sonuç çıkıyor. O da şu:
Günümüzün öğretmenleri eskiye göre çok daha bilgili ve çalışkan olmak zorunda…
Yoksa sistemlerin adı değişip, içi aynı kalıyor.