1- Çocuklarınızla ilgili bütün kararları siz alıyorsanız, büyük risk alıyorsunuz demektir. Çocuğunuzla ilgili karar almak yerine ona tercih hakkı verin. Çünkü tercih hakkı verilen çocukların şikâyet etme hakkı olmaz.
2- Çocuklarınız hakkında karar alırken kendi duygularınıza değil, onların duygu ve düşüncelerine başvurun. Kendisi üşüyor diye pengueni eve alıp kaloriferin yanına oturtan adamın empati yanılgısına düşmeyin.
3- Çocuğunuzun isteklerini değil, ihtiyaçlarını karşılayın. İhtiyaç listesini oluştururken de biraz sakin olun. Valizi çok doldurup dikişleri zorlamayın. Hiç beklenmedik bir yerde patlarsa, ortalığa dağılanları toplamak uzun sürebilir.
4- Çocuğunuzu sosyal etkinlik ihtiyacınıza alet etmeyin. İki yaşındaki çocuğun doğum günü için kraliyet düğünü yapar gibi organizasyon yapılmaz! Kendiniz için yapıyorsanız sıkıntı yok. Ama “çocuğum için” diyorsanız, o partinin hiçbir anını çocuk hatırlamayacak. Paranız çoksa doğum gününde pasta bile alamayan çocukların ailelerine yardım edin.
5- Çocuğunuzun hangi deneme sınavında kaç net yaptığını ezbere biliyorsanız kendinize bir meşgale edinin. Çünkü boşta kaldıkça çocuklara yükleniyorsunuz. Çocuğun hayatına bu kadar yakından bakarsanız, resmin genelini göremezsiniz. Çocuk sizden uzaklaşmadan, siz biraz açılıp bakın.
6- Çocuğunuza “Bugün okul nasıldı?” diye sormadan önce, “Bugün nasılsın?” diye sorun. Çocuğunuz kötüyse okul iyi olsa ne yazar! Okulu hayatın merkezine yerleştirmek, çocuğun psikolojisini bozar.
7- Öğretmenleriyle, hizmet aldığınız bir şirketin müşteri temsilcisiyle konuşur gibi üst perdeden konuşmayın. Sınavdan yüksek puan alan çocuğunuzu alıp burs görüşmesine gittiğinizde, çok kıymetli malı olan tacir gibi davranmayın. Çocuğunuzu pazarlık malzemesi yapmayın.
8- Çocuğunuz okulda bir problem yaşadığında hemen koşarak okula gitmeyin. Bunlar normal ve olması gereken şeyler. Sakin olun! Problem çözme becerisi sıfır olduğu için iş hayatında başarısız olan yetişkinlerin, çocukluklarında her problemini çözmeye çalışan anne babaları olduğunu unutmayın!
9- Yetişkinlerin yaşadığı mutsuzluk ve psikolojik problemlerin temelinde “ertelenmiş tecrübeler” yatmaktadır. Çocuğunuzun ileride güçlü ve dayanıklı olmasını istiyorsanız, yoldaki tüm engelleri kaldırmak yerine, o engellerle nasıl başa çıkabileceklerini öğretin.
10- Çocuklara yapılabilecek en büyük kötülük, onları kabiliyetlerinin dışındaki alanlarda iyi olmaları için zorlamaktır. Çocuğa dayak atmakla, her konuda iyi olmasını beklemek arasında çok büyük bir fark yok. İkisi de çocuğu yaralar, öz güveni sarsar ve isyana sürükler.
11- Çocukları okuldan kursa, kurstan etüde, etütten yüzmeye, yüzmeden basketbola koşturup durmayın. Onların geleceğini düşündüğünüzü iddia ediyorsunuz ama aslında bilinçaltınızda kendi geçmişinizin yaralarını sarıyorsunuz. Bırakın sizin hayallerinizi değil, kendi çocukluklarını yaşasınlar.
12- Çocuğunuzla arkadaş olmak uğruna ebeveynlik koltuğunu boş bırakmayın. Boşluğu hisseden çocuk eğer başka bir kişiyi o koltuğa oturtursa ne koltuğun yeni sahibini ne de bu olayı kaldıramazsınız.
13- Çoluk çocuğun bizlere birer emanet olduğunu unutmayın. Onları fazla yüceltmeyin! Herkes çocuğunuzu sizin gözünüzle görmüyor. Size çok tatlı ve özel gelen hâller başkaları için gayet sıradan. O yüzden her hareketini, her sözünü anlatıp, paylaşmayın.
14- Anadolu kültüründe büyüklerin yanında niçin çocuk sevilmez diye eleştirip duruyorsunuz! Eleştirebilirsiniz ama biraz da düşünün! Binlerce yıllık bir gelenek sonucu ortaya çıkan bu davranışın ayak izlerini araştırın. Pedagojiyi sadece kitaplarda değil, yaşadığınız coğrafyadan öğrenin.
15- Bu yazı ilgisiz olmayı değil, takip mesafesini korumayı tavsiye ediyor. O yüzden çocuklarla ilgilenmediğiniz için eşiniz tarafından suçlanıyorsanız, bu veya benzeri yazıları gösterip hemen kendinizi aklamayın! Bir işe de yaramıyor zaten! Tecrübeyle sabit!
Bir yorum yazın
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir. Gerekli özen gösterilmeden yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.