Geçen hafta sonunda Edtechist etkinliğindeydim. Türkiye’nin birçok okulundan öğretmen öğrenmek için bir araya gelmişti. Mükemmel bir atmosfer vardı. Bir oturumdan diğerine koşturup durduk akşama kadar. Zihnimiz yeni fikirlerle, ajandamız notlarla doldu.
Bu notların bir kısmını paylaşmak da şart oldu.
- Okullardaki bazı şeyleri kolayca değiştirebilirsiniz. Ama oluşmuş kültürü değiştirmek kadar zor bir şey yoktur. Eğer okulda dönüşüm gerekiyorsa, yapılacak tek şey dönüşümü inşa edecek ve sürdürecek liderler bulmaktır.
- İleride okullarda öğretmene ihtiyaç kalmayacak diyen kişilerin muhtemelen geçmişte iyi bir öğretmenleri olmamıştır.
- Yeni öğretmen yeni fikirler demektir. Yeni mezun öğretmenleri tecrübesiz diye damgalamak yerine, onlardan faydalanmak gerekir. Gençlere güvenmeyen tecrübeli bir insan, muhtemelen yanlış bir hayat tecrübesine sahiptir.
- Bir okulda eğitim kalitesini yükseltmek için atılacak ilk adım, öğretmenlerin düşüncelerini özgürce söylemelerini sağlamaktır. Eğer çalışanların düşüncelerini kutulara hapsederseniz, öğrencilerin eleştirel düşünce becerilerine nasıl geliştirebilirsiniz? En büyük zenginlik, sizden farklı düşünebilen ve bunu söylemekten çekinmeyen insanlarla birlikte çalışmaktır.
- Neredeyse bütün özel okullar kayıt öncesinde öğrencilerle rehberlik görüşmesi yapıyor. Peki, velilerle de görüşme yapmak gerekmiyor mu? Öğrencinin evden getirdiği kültür okulun kültürüyle çatışırsa, o beraberlikten mutluluk beklemek hayal olur. İleride muhtemelen kayıt öncesinde önce velilerle, sonra da öğrencilerle mülakat yapılacaktır.
- Türkiye’de birçok okul teknolojiyi ağırlıklı olarak kullanmaya başladı. Ancak bu okulların hemen hepsinde toplantıların en problemli gündem maddesi teknoloji kullanımı… Hâlbuki teknoloji problem değil, problemlere çözüm olarak kullanılan bir araçtır. Eğitim ve savaş haricinde, hayatın hiçbir alanında teknoloji işleri daha karmaşık bir hale getirmemiştir.
- Öğrencilerin teknolojiyi etkin bir şekilde kullanmalarını sağlamak gerekir. Flipped classroom modeli ve öğrenci merkezli eğitim metodolojileri öğretmenin sınıftaki etkisini azaltmaz, bilakis artırır. Askere silah vermek, komutana ihtiyacımız olmadığı anlamına gelmez.
- Kimse kiralık arabayı yıkamaz. Bu yüzden tablet veya bilgisayarlar öğrencilerin olmalı. Emanet verilen cihazlardan verim beklemek çok kolay değil.
- Teknoloji iyi öğretmenleri daha iyi, kötü öğretmenleri de daha kötü yapıyor.
- Eğer bir okulda, 11. Sınıf öğrencileri belirli bir sistem dâhilinde 9. Sınıf öğrencilerine yardım ediyor, onların ödevlerine destek oluyorsa, orası mükemmel bir okuldur. Dünya bu alanda proje yapan ancak projeyi bir türlü sağlıklı bir şekilde yürütemeyen okullarla doludur.
- Şu anda veliler sadece sonuç odaklılar çünkü sürece dâhil olacak kadar boş vakitleri yok. Eğer öğrencinin notu iyiyse gerisiyle ilgilenmiyorlar. Hâlbuki nasıl sorusu ne sorusundan daha önemlidir. Eğitim hayatı futbol maçına benzemez. Sonuç odaklı bir eğitim anlayışı yüzünden Türkiye’de çocukların en verimli yılları çöpe atılmaktadır.
- Eğitimle ilgili bir konuyu tartışırken Finlandiya örneğini vermeyen eğitimci neredeyse yok gibidir. Ama kimsenin Finlandiya’nın modelini taklit etmek gibi bir düşüncesi yoktur. Ülkelerin eğitime ayrılan bütçesine baktığınız zaman bunu apaçık görebilirsiniz. Sonuçta Finlandiya’nın elinde sihirli bir değnek yok. Öğretmen yetiştiren kurumların niteliğini artırmak için para harcıyorlar, öğretmenlere rahat bir hayat yaşamalarını sağlayacak kadar maaş veriyorlar ve bir şekilde bu başarılarının bedelini ödüyorlar. Bedelini ödemeden başarı bekleyen ülkelerse örnek vermeye devam ediyorlar. Ve kendi başarısızlıklarını savunmak için bin bir türlü bahane buluyorlar. Eğer savunma bütçeniz, eğitim bütçesinden fazlaysa sürekli kendinizi savunmanız gayet doğal değil mi?
Bir yorum yazın
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir. Gerekli özen gösterilmeden yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.