Türkiye Gazetesi Yazarı Salih Uyan'ın 06.02.2018 tarihli köşe yazısıdır.
Geçen hafta Türkiye Özel Okullar Derneği tarafından Antalya'da düzenlenen eğitim sempozyumuna katıldım. Konu Türkiye'de ve dünyada değerlendirme sistemleriydi. Dernek başkanı Sayın Nurullah Dal başta olmak üzere bu müthiş organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Aslında bu yazımda sempozyum notlarımı yazıp, aralara kendi yorumlarımı eklemeyi düşünüyordum.
Bunun için otel lobisinde bir kahve alıp önce Ziya Selçuk Hocanın notlarını bilgisayara aktardım. Sonra da aralara konuyla ilgili birkaç cümle ekledim.
Fakat eklediğim cümleler ekrandan bana bakıp, “Sil bizi hocam. Yazının lezzetini bozuyoruz” diye fısıldadılar.
Biraz direndim ama sonunda hepsini sildim.
Ve ortaya harika bir yazı çıktı.
ZİYA SELÇUK HOCADAN ZİHİN AÇICI NOTLAR
- İleride robotlardan dolayı çocuklarımız iş hayatına atılamayacaklar. İşten atılacaklar. O yüzden okullar robotların beceremeyeceği alanlara, yani temel insani özelliklerin geliştirilmesine yoğunlaşmalı.
- Eskiden şekeri sadece zenginler yermiş. Bu yüzden bazı insanlar ne kadar zengin olduklarını göstermek için dişlerini çürütürlermiş. Çürütemezlerse de siyaha boyarlarmış. Biz de bugün ne kadar başarılı olduğumuzu göstermek için çocuklarımızı çürütüyoruz.
- Karnenin sol tarafı talim, sağ tarafı terbiyedir. Sol tarafa yazılacak notlar için kurulan sistemleri, altyapıyı ve bürokrasiyi düşünün. Bir de sağ tarafı öğretmenlerin ne şekilde doldurduğunu düşünün. Sonra da terbiyeli çocuklar yetiştirme konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu...
- Eğitim emzirmektir. Yani şefkat, temas ve paylaşım olmadan eğitim olmaz. Şefkatsiz bir emzirme düşünebilir misiniz?
- Doktorun elinde bir ilaç varsa, ona uygun bir hastalık bulur. Ölçme değerlendirme sistemlerini bir de bu açıdan değerlendirmek lazım. Sayılara işkence yaparsanız, size istediğinizi vereceklerdir.
- Ortalamadan hızlı olmak, ortalamadan zeki olmak anlamına gelmez. Çocuklar sınavlarda bir veya iki dakikalık sürelerle puan kaybediyorlar. Ama gerçek hayatta öyle problemler var ki, bir ömür sürüyor. Birkaç dakika süren problemlere de genelde ihtiyaç molası deniyor.
- 21. yüzyıl becerilerinden hangisi Da Vinci veya Mimar Sinan'da yoktu? Mesela İşbirlikçi Problem Çözme becerisinin boyutlarından bir tanesi de şu; "Öğrenci ne zaman dinlemek ne zaman konuşmak gerektiğini bilir." Peki 13. yüzyılda yaşayan Sadi Şirazi ne demiş; "İnsan ruhunu iki şey karartır. Susulacak yerde konuşmak, konuşulacak yerde susmak." 800 sene sonra daha tatsız tuzsuz bir cümleyle karşımıza çıkan bu beceri gerçekten 21. yüzyıla ait mi?
- Eğitim ihraç edilebilir ama ithal edilemez. Kes yapıştır bir sistemle medeniyet tasavvuru mümkün değildir.
- Bir kere başarısız olmak her şeyin sonu değildir. Ehliyetinizde kaçıncı seferde aldığınız yazıyor mu?
- Bazı öğretmenler iklim oluşturur. Bazıları da sadece hava durumu sunar. Bu iki öğretmen tipi mutlaka ayrı değerlendirilmeli ve kıymetlendirilmeli.
- Öğretmen şahsiyetli olmalı. Çünkü şahsiyeti şahsiyet bina eder.
LİSEYE GİRİŞTE EN NET 3 MADDE
Ölçme ve Değerlendirme Sınav Hizmetleri Genel Müdürü Bayram Çetin sempozyumda yeni liseye geçiş sistemini anlattı. Bu konuşmada zihnimizdeki bazı sorular cevabını bulurken, bazı konularda da yeni soru işaretleri eklendi. An itibariyle yeni sistemi üç maddede özetleyecek olursak;
- Sınav zor olacak, hız daha çok önem kazanacak, muhakeme yeteneği başrol oynayacak ve sınav sonrasında “şu konudan çıktı, bu konudan çıkmadı” muhabbetleri yapılmayacak.
- Sınav %10’u seçmek için yapılacak ama bu sene öğrencilerin tamamına yakını sınava girecek. Yani geleneksel hayal kırıklıkları ve gereksiz yorgunluklar bu sene de %90 oranında devam edecek.
- Merak ettiğimiz soruların bir kısmı sınav yapılmadan asla cevabını bulamayacak ve yeni sistem uzun vadede Türkiye için hayırlı olacak.
Kaynak: turkiyegazetesi.com.tr
Bir yorum yazın
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir. Gerekli özen gösterilmeden yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.