Sizler de bizim gibi Hayalinizin Peşinde Nasıl Gidebiliriz diyorsanız bunu bir formülü deTürkiye Ulusal Ajansı’na sunacağınız projelerle hem kendinizi geliştirmek hem de yeni ülkeler ve yeni kültürlerle tanışmak. Biz de Bahçelievler RAM çalışanları olarak Erasmus+ projelerimizle hem yabancı dilimizi geliştiriyor, hem de ülkelerin eğitim sistemlerini yerinde inceliyor ve yeni pek çok dost ediniyoruz. Bu yazımızda sizlere Finlandiya’dakigözlemlerimizden bahsedeceğiz. İspanya, Portekiz ve Almanya seyahat notlarımızı da pek yakında birhayalinpesinde.com okurları olarak inceleyebileceksiniz. Sonraki tüyolarımızda ise sizlere Kamu kurumu veya Ticari kurum olarak devlet desteğiyle nasıl yurt dışına çıkılabilir ve yeni yerler nasıl keşfedilir bunun tüyolarını aktaracağız. Biz inandık ve başardık pekala sizler de başarabilirsiniz. Bizler eğitimci olduğumuz için yazılarımızda hep eğitim ve eğitim sistemleri kokusu olacak. Ancak minik gezi tüyoları da eklemeyi düşünüyoruz. Gelelim Finlandiya’nın pek çok alandaki başarısının altında yatan sırlar hakkında bizim gördüklerimize.
Finlandiya, 45 bin dolar kişi başı gelirle dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alıyor. 88 bin göle, soğuk ve zor bir coğrafyaya sahip Finlandiya 1947 Paris Antlaşması çerçevesinde, Sovyetler Birliğine savaş tazminatı ödemek ve belli bir toprak parçasını bırakmak zorunda kalmış. Finlandiya’nın güçlü bir ekonomik yönetime sahip olmasından gelen ünü, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları arasındaki dönemde yabancı borçlarını ödemesine ve II. Dünya Savaşının ardından Marshall Planı’ndan yardım almadan yeniden yapılanmasına dayandırılıyor.
Son 60 yılda böylesi zor bir coğrafyaya sahip bir kuzey ülkesi dünyanın en zengin ülkeleri arasına girebilmesi, herkesin merak ettiği bir başarı hikayesini oluşturabilmesinde eğitim sistemi ne kadar etkiliydi? Biz de İstanbul Bahçelievler Rehberlik ve Araştırma Merkezi çalışanları olarak bu sorunun cevabını öğrenip güzel örnekleri ülkemize bir nebze de olsun taşıyabilmek istedik.
Türkiye Ulusal Ajansına yazdığımız ve Finlandiya’nın eğitim sistemini incelemeyi hedef aldığımız projemiz 600 adet projeden başarılı bulunan ilk 8 proje içerisine girerek destek almaya layık görüldü. 10 günlük ziyarette Kuzey Karelia bölgesinde Joensu şehrinde okul öncesinden yüksek öğretime kadar eğitim kurumlarını yerinde ziyaret etme yerinde inceleme fırsatı bulduk.
Havalimanına indiğimizde yeşilin hakim olduğu tonlar dikkatimizi çekti. Lavabolardaki kuş sesleri ve geri dönüşümlü steril havlu kağıt sistemleri ince detayların bile düşünüldüğü izlenimini ilk etapta bize düşündürdü. Engellilere yönelik rampaların ölçüleri bizdeki uçurumdan aşağı kayma görüntülerini andırmıyordu.
Finliler utangaç insanlar ve bunun da farkındalar. Beyaz tenleri, kendilerine sadece bir soru sormak için yanaştığınızda bile kırmızıya dönebiliyor.
Güvenilir olduklarını söylüyorlar ve bizce de öyleler. 6 saatlik tren seyahatimizde el çantasını bırakıp saatlerce trenin lokanta vagonunda vakit geçirenlere de rast geldik, restorantlarda cüzdanını masaya bırakıp lavaboya geçenlere de. Girdiğimiz alışveriş merkezlerinde de toplu yaşam alanlarında da hiç bir zaman x-ray cihazına denk gelmedik. Resmi üniformalı polislerin yaygın görünmesinin insanlarda güvenlik hissini artıracağı tezlerine inat bu ülkede görünürde pek polisle de karşılaşmadık ve kendimizi daha güvende hissettik diyebiliriz.
Lavabo gibi kullanım alanlarını görünür şekilde temiz ve steril bıraktıklarını söyleyebilirim. Sokaklar temiz ve yere çöp atan aykırı tip olabilmek biraz cesaret istiyor! Okullarda da temizlik çalışanına denk gelmedik. Temizlik görevlileri okullarda öğrenciler gittikten sonra çalışmaya başlıyorlar. Buna rağmen gün içinde çirkin bir görüntüyle karşılaşmadık.
Muhtemelen kullanılan yağlar sebebiyle restoranlarda bizi rahatsız eden kokular oldu. Vejetaryen menü tercih edebilir ya da hassasiyetiniz yüksekse helal marketleri de bulabilirsiniz Finlandiya’da.
Raylı sistemleri ülkenin coğrafyasının müsaade ettiği her alanda kullanmaya gayret etmişler.
Binalar en fazla 4-5 kattan oluşuyor ve standart yükseklikleri var. Binalarda genellikle balkon kullanımı yok.
Isıtma için sık bir şekilde yerleştirilmiş ince petekler kullanıyorlar. Ilık bir ısıtma olmasına rağmen binaların sıcak olmasını çok sağlam bir yalıtım sistemlerinin olmasına bağlıyorlar. Kapılar biri dış biri iç olmak üzere çiftli ve camlar çift cam sistemine sahip.
Finliler anadili olarak Fince ve İsveçce biliyorlar. Bunun yanı sıra İngilizce bilgisi yaygın. Yöneticisinden sokak temizlikçisine kadar hemen herkes ingilizce konuşabiliyor.
Çok sessizler, işlerini yaparken yanlarına geçtiğinizde ya da okullarda sınıflarına girdiğinizde istiflerini bozmuyor, işlerine devam ediyorlar. Otobüste ya da toplu taşımada konuşmuyorlar. Sessizler. Çocukları bile sakin ve sessiz. Bize evcil hayvanların bile bu sessiz ortama ayak uydurduğu hissiyatı gelmişti. Eğlencelerini bile ciddi ve oturaklı sergiliyorlar.
Barmenler ya da lokantalarda görevli servis elemanları aldıkları ücretlerle yurt dışına çıkabiliyor, tatil yapabiliyorlar. Türkiye’ye Antalya ve İstanbul’a geldiklerini söylüyorlar.
Sokakta alkol içmek yasak ancak başkent Helsinki’ de gündüz vakti sarhoş seviyede kişilerle karşılaştık.
Kendilerine soru sorulduğunda önce hafif bir mahcubiyet sonrasında ise tebessümle karşılama görebilirsiniz.
Dakikler, programa aynen riayet ediyorlar. 10 gün boyunca hangi dakikada denildiyse o dakikada buluştuk ve program başlatıldı.
Bisiklet kullanımı yaygın. Koşan ve yürüyüş yapan insanları günün her saatinde görebilirsiniz.
Koridorda ya da yerlerde oturan öğrenciler kanıksanan bir görüntü halini alıyor 1-2 gün içinde. Cep telefonları serbest ancak derste kullanılmasına izin verilmiyor. Yüksek öğretime kadar gezdiğimiz eğitim kurumlarında gördüğümüz o ki kızlar ve erkekler ayrı masalarda yemek yiyor ve bu durumu utangaç kültürlerine bağlıyorlar.
Çoook sessizler. Teneffüslerde zil yok saatlerine bakarak hareket ediyorlar.
Öğretmenlerin toplu sohbet ettiği çay ve kahvelerini aldığı öğretmenler odasının yanı sıra zümre ve bireysel olarak da öğretmenlerin ayrı odaları var. Çay kahve servisi için okullarda herhangi bir hizmetli görev yapmıyor. İdare veya öğretmenler kendi içeceklerini kendileri hazırlayıp bulaşıklarını kendileri temizliyorlar.
Tüm sınıflarda lavabo var.
Her okulda hemşire mevcut. Her okulda ya sabit bir doktor var ya da haftada 1-2 gün geliyor. Her okulda bir sosyal hizmet uzmanı var ya da yada haftada 1-2 gün geliyor. Her okulda öğrenci adedine göre en az 2 tane psikolojik danışman ve psikolog görev yapıyor. Bunlardan 1 tanesi öğrencilerin meslek ve kariyer planlamalarında destek veriyor, beceri testleri uyguluyor. Uzmanlardan birisi akademik gelişimi takip ederken diğeri de psikolojk problemlerle ilgili görev yapıyor.
Okul müdürlerini yerel yönetimlerdeki komisyonlar belirliyor. Okul müdürü çok yetkili ve öğretmenleri işe almaktan da sorumlu. Her yıl sözleşme yenilenen öğretmenler olduğu gibi belli bir sene çalıştıkrtan sonra memur statüsüne geçmiş öğretmenler de mevcut. Kendisini işe alan kişi okul müdürü olmasına rağmen öğretmenler müdürlerine karşı bize herhangi bir yalakalık görüntüsü vermedi. Biz bunu öğretmenlerin idarenin kendilerini performansına göre değerlendirdiğini biliyor olmalarına bağladık.
Derslerde geri kalan ya da öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler için ilave eğitimlerin düzenlendiği small class ismini verdikleri derslikler ve bu dersliklerde görevli özel yetiştirilmiş öğretmenler mevcut.
Öğrenme güçlüğü yaşayan ve özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar için gölge öğretmen de diyebileceğimiz bir uzman, öğrenci ile beraber derslere giriyor ve ona özel destek veriyor.
Eğitim sürecinde öğrenciler yatay-dikey geçişler yapabiliyor. Bir okul türünü seçmiş olmak onun nihai kaderi olarak görülmüyor. Eğitimini en fazla 1 sene uzatabiliyor ancak fark derslerini vererek yoluna devam ettiği yerden gidebiliyor.
Sınıflarda sıralar hep tek kişilik. Altlarında kitap ve defterlerini koydukları açılan bölmeler var.
En zenginin çocuğu ile en fakirin çocuğu aynı okulda aynı sınıfa gidebiliyor. Ülkede özel okul yok denecek kadar az. Vatandaş devletin eğitim sistemine güveniyor. Öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin ilave olarak gittikleri eğitim merkezleri yok. Her şey okulda hallediliyor. Dersane sistemi gibi bir sistemleri de yok. Öğrenci öğretmeniyle randevulaşarak ilave ders hizmeti alabiliyor. Öğetmen de bu ilave dersin ücretini maaş olarak alıyor.
Öğretmenlik kutsal bir meslek olarak görülmüyor ancak popülaritesi hayli yüksek. En çok tercih edilen yüksek öğretim programları arasında üst sırada. Tüm öğretmenler yüksek lisans derecesine sahip pek çoğu da doktoralı. Başlangıç seviyesindeki ile emekliliğe yakın bir öğretmen arasında 3 kata kadar maaş farkı olabiliyor. Öğretmenler ek işler yapabiliyor. Bize ücretli olarak kurs programı düzenleyen kişi aynı zamanda bir okulun müdürüydü.
Yeni başlayan ile kıdemi yüksek öğretmenlerin maaşları 2700 ila 6000 avro arasında değişiyor. (Tl olarak 9180 tl ila 18800 tl ) Öğretmenler senede 1 maaş da ikramiye alıyor. Doğum durumunda kadın öğretmenler 3 yıla kadar ÜCRETLİ izin kullanabiliyor zaman zaman da okuldaki öğretmen arkadaşlarını ziyarete geliyorlar.
Öğretmenler ya da öğrenciler için zorunlu kılık kıyafet uygulaması yok. Öğrenciler müdürlerine ve öğretmenlerine isimleri ile hitap ediyorlar.
Maaş karşılığı girilen asgari ders miktarları belirlenmiş. Her bir branşın girebileceği maksimum ders saatleri de tablolaştırılmış.
Veli toplantıları dönemde bir veya genellikle yılda bir kez gerçekleştiriliyor. Wilma ismini verdikleri bizdeki e-okul sistemine benzer online veli bilgilendirme sistemleri var. Veliler ile mail veya gerektiğinde telefon ile haberleşiyorlar. Yüzyüze görüşme en son tercih edilen yöntem.
Kredili sistem uygulanıyor.
Derslere giriş çıkış serbest. “Açık sınıf” uygulaması var; yani öğretmenin dersini izlemek isteyen herhangi birisi derse girebilir, istemeyen de çıkabilir. Bir anlamda, gizlimiz saklımız yok mesajı veriliyor. Ancak bu kural öğrenciler tarafından istismar edilmiyor çünkü dersten geçebilmek için devam etmeleri gerektiğinin bilincindeler. Bir derse 3 kez gelmeyen öğrenci devamsızlıktan kalıyor.
Devletin destek verdiği okul öncesi eğitim 5 yaşında başlıyor. Eğitim 16 yaşına kadar zorunlu, kitapları ve öğle yemekleri ücretsiz.
16-19 yaş arasındaki eğitim sürecinde ise kitapları paralı olarak alabiliyor öğrenciler.
Üniversitede devlet öğrenciye burs veriyor. 2 yıl sonra 2 katını 10 yıl içinde ödemesi isteniyor. Öğrenci isterse bankadan kredi de alabiliyor. Üniversite öğrencisinin kaldığı dairenin kirasının % 80 ini, devlet ödüyor.
Özel okul sayısı 80 tane ve bu özel okulların istediği ücreti de devlet karşılyıor.
Sınıflar en fazla 20 kişilik. Ortlama bir kampüste 300-400 öğrenci oluyor. Haftada 2 saat ingilizce ile halkın büyük bölümünün ingilizce konuşabildiği bir tekniği uygulayabilmişler. İngilizce eğitiminde temel gramer eğitiminden sonra pratik ağırlıklı çalııyorlar.
Tüm öğrenciler Fince–İsveçce ve İngilizce öğreniyorlar. Seçmeli 1 dil daha öğrenmeleri bekleniyor.
Okullarda ilk yardım dolapları her sınıfta mevcut. Geri dönüşüm kutuları her yerde. Atölyelerde öğrenciler isterlerse bireysel olarak da çalışabiliyor.
Yemekleri öğretmenleriyle beraber yiyorlar. Süt, okullarda hem sabah hem öğlen menüsünde standart. Yemek alma sırasında tabldotunu düşüren ilkokul öğrencisinin yerdeki kırılan tabak ve yemek artıklarını yine kendisinin temizlemesi bize sorumluluk duygusunun iyi işlenildiğini düşündürdü.
İzleme fırsatı bulduğumuz bir müsamere gösterisinde yaklaşık 45 dk boyunca salondaki izleyici öğrenci kitlesinden tek bir ses çıkmadı. Biz bu tablodan çok etkilendik. Bir şekilde, tiyatro yapan ya da konuşan insanları sessizce dinleme kültürünü öğrencilere kazandırabilmişlerdi.
Anasınıfları girişlerinde açık bölümlerde oyuncaklar duruyor ve öğrenciler eşyalarını geri bu bölmelere koyuyorlar.
Öğrenci ve velilerde “özellikle şu okula kaydolayım” gibi bir kaygı yok ve heves yok.
190 gün eğitim var. Okullar açılmadan önce sadece 3 gün öğretmenler için seminer dönemi var. Ara tatil ve bahar tatilleri var.
Dönem sonlarında veli ve öğrenciler eğitim sistemini değerlendiriyor. Öğretmen ve okula yönelik doldurdukları anket ve değerlendirme formları var.
Ülkemizdeki değerler eğitimi çalışmalarına benzer “Etik doğru ve yanlış” ismini verdikleri dersleri var.
Sigara okulun bahçesinin dışında içilebilir.
Göçmenlerin eğitim sistemlerine daha hızlı adapte olmalarını sağlamak amacıyla öncelikli olarak göçmen uyum sınıflarında eğitim almaları sağlanıyor.
Spor olmazsa olmazlarından
Her okulda ve köşelerde piyano mevcut.
Sınıflarda öğretmenlerin özel dolapları ve kullanışlı masaları var. Hemen hemen her okulda gördüğümüz üzere öğretmenin masasındaki kamera sistemi sayesinde öğretmenin göstermek istedikleri veya yazdıkları öğrenciler tarafından rahatlıkla görülebiliyor.
Her okulda atölye tarzı beceri geliştirmeye yönelik atölye sınıfları var. Dikiş, gastronomi, marangozluk, ev ekonomisi, metal, .. her okulun uzmanlaştığı atölyeler var.
Kızlar ve erkekler marangozhane demir atölyesi gibi atölyelerde bizdeki profesyonel firmalarda bile bazen bulamayacağınız zengin aletlerle pratik yapabiliyor.
Dikiş ve moda tasarım atölyelerinde kendi söküklerini dikmeyi de…
Finlandiya’da eğitime özel bir önem veriyorlar ve daha iyiye götürmek için şu günlerde ciddi reform hazırlıkları içindeler. Bahçelievler RAM olarak tespitlerimizi objektif bir gözle aktarmaya çalıştık.
Ülkemizin de Dünya eğitim sıralamasında üst sıralarda yer alması temennisiyle bizler Bahçelievler RAM çalışanları olarak model olacak projeler üretmeye devam ediyoruz…
Projeye katılan ve görev alan Hasan TURHAN, Ezgi SÖYÜK, Zehra EMİNOĞLU, Şeyma ARSLAN, Esra GÖRKEM ve bizi ağırlayan Esa RATY’e teşekkürler…
Mehmet Hilmi EREN
Bahçelievler RAM Müdürü
Değerli Okul Öncesi Eğitim Gönüllüsü, Bu yıl dördüncüsünü yapacağımız Okul Öncesi Eğitim Zirvesi'ni 25-26 Eylül 2021 tarihlerinde online olarak düzenleyeceğimizi…
Okullar önümüzdeki dönem başlarken, nerede olursa olsun öğretme ve öğrenmeyi desteklemek için Meet ve Classroom'a getirdiğimiz birçok yeni özelliği paylaşmaktan…
Her ne kadar güncel olmasa da Covid-19'un oluşturduğu tehlikeden dolayı insanların doğayla daha iç içe olması sebebiyle bu haberi sizlerle…
Adam 48 yıl önceki ilkokul öğretmenini parkta görünce, utanarak yanına yaklaşıp "hocam beni tanıdınız mı?" dedi. İhtiyar öğretmen: - Hayır…
MEB 23 Mart itibariyle ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde uzaktan eğitimi başlattı. Eğitimler EBA tv üzerinden öğretmenlerin anlattığı derslerle yapılıyor.…
Ben ortaöğretimimi alırken “sınıfta kalmak” vardı. Hatta bizim sınıfın önemli bir bölümü bir veya iki yıl sonra mezun olabilmişti. Sonra…
Bu web sitesi cookie kullanır.