Yaşı 30'u geçmiş, aile sahibi olmuş kişilerin en endişe verici sohbet konusudur bu cümle. Yaşı veya aile sahibi olmayı bir kenara bırakalım; kitap sayfalarının kokusuna, dokusuna tutkun herkesin defalarca söylediği bu cümle ne kadar korkutucu duruyor değil mi? Başta ben de endişeyle dile getirdim bu sözleri. Sonuna kadar katılıyordum ama yavaş yavaş uzaklaşmaya başladım bu düşünceden. Neden mi?
Çünkü yeni nesli gerçekten gözlemlemeye başladım. Kendi neslimizin okuma alışkanlığıyla karşılaştırma yapmadan, onları anlamaya çalıştım. Bu bakış açısıyla çocuklarımı, öğrencilerimi ve onların yaşıtlarını inceledim. Gördüm ki aslında onlar okuyorlar, ancak bizim alışık olduğumuz şekilden farklı olarak. Onlar dijital dünyanın içeriklerini okuyup dinliyorlar.
Çoğunun sosyal medya hesapları var: Facebook, X, Instagram ve WhatsApp kullanıyorlar. YouTube'da kanalları, düşüncelerini paylaştıkları blogları mevcut. E-posta kutuları ilgi alanlarına uygun aboneliklerle dolu. Kabul etsek de etmesek de, onlar bu şekilde okumayı, yazmayı, yorumlar yapmayı, etkileşimde bulunmayı tercih ediyorlar çünkü bu çağın çocukları onlar.
Peki ne yapmalıyız?
Geleneksel okuma alışkanlığı kazandıramıyorsak, belki de yöntemi değiştirmemiz gerekiyor. Öncelikle çocuklarımıza sunulan kitap çeşitliliğine bakalım.
Yaş Gruplarına Göre Kitaplar:
- Okuma bilmeyen yaş grubu için resimli kitaplar
- İlkokul çağı çocukları için cinsiyet odaklı kitaplar
- 10-15 yaş arası gençler için dijital dünyayla rekabet eden kitaplar
Çözüm önerim: "Günümüz çağına uygun, etkileşimli içerikler sunan kitaplar ve e-kitaplarla okuma alışkanlığı kazandırabiliriz."
Toplumsal eğilim, sosyal iletişimi ön plana çıkarıyor. Çocuklar okumak, yorum yapmak ve ortamın bir parçası olmak istiyorlar. Bu nedenle, tek başına yapılan okuma etkinliği geri planda kalıyor. Teknoloji üreticileri bunu fark etmiş durumda. Örneğin, tablet uygulamalarında masallar animasyonlarla, seslerle ve interaktif etkinliklerle zenginleştirilmiş durumda.
Çocuk dergileri, okuyucu mektuplarına ve çizimlerine yer vermeye başladığında abone sayıları artmaya başladı. 3 boyutlu masal kitapları, çocukların hayal dünyasını zenginleştiriyor ve okuma deneyimini daha çekici hale getiriyor.
Sonuç olarak, etkileşim çağındaki bu çocukların karşısına, kendilerinin de katılabileceği etkinliklerle çıkarsak, onları pasif okuyuculuktan aktif okuyuculuğa geçirebiliriz. Onları okumanın zengin dünyasına çektikten sonra, klasik edebiyatın tadı ruhlarını saracaktır.
Bir yorum yazın
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir. Gerekli özen gösterilmeden yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.