Eğitim Modelleri

Yüzyıl Önceki Eğitim Sistemini Sorgulama Vakti Gelmedi mi?

Yüzyıl Önceki Eğitim Sistemini Sorgulama Vakti Gelmedi mi?

Günümüzde, ülkelerin en büyük zenginliğinin iyi yetişmiş nitelikli insan gücü olduğu konusu, tartışılmaz bir hakikattir. Bu güce sahip olmayan milletler, en zengin maddi kaynaklara sahip olsalar bile ondan yeterli şekilde istifade edemedikleri gibi bu serveti başkalarına kaptırmaya da mahkûmdurlar. İkinci Dünya Savaşında harabeye dönen bazı ülkelerin kısa bir süre sonra, dünyanın önemli bir gücü haline gelmesi iyi yetişmiş bilgi ve beceriye sahip insan gücü ile olmuştur.

Sanat fakültelerinde iç mimarlık, resim, heykel ve seramiğe özel yetenek sınavı ile öğrenci alınırken insan binasını inşa eden, bu sistemin mimarları olan öğretmenlerin yetiştiği Eğitim Fakültelerine öğrenci kabulünde hiçbir kriter aranmaması manidar bir durum olarak dikkat çekmektedir. Zira bazen bütün bir ülkenin geleceğini etkileyen, hatta tüm dünyada kaos ve karmaşaya yol açan bir devlet adamının da, bir seri katilin de hayatına dokunan, belki de ona davranışları ile dolaylı olarak yön veren öğretmenleri vardı.

Zaman zaman hükümetlerin eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik çizgisinde biçimlendirme isteği, müteakip farklı bir görüşteki diğer bir hükümetin de benzer şekilde hareket etmesine sebebiyet verecektir. Zira politize olan her şey amacından sapar, pratiğe yönelik sonuçlar üretemez, liyakat ruhunu zedeler. Liyakatin olmadığı yerde ise adam kayırmacılık kaçınılmazdır. Halbuki ortak gaye, bireyin zihnen, ruhen ve bedenen olgunlaşarak o ülkenin nitelikli insan gücünü oluşturmak değil midir?

Yüzyıl Önceki Eğitim Sistemini Sorgulama Vakti Gelmedi mi?

Kültürümüzde "Eşrefi Mahlûkat" diye nitelendirilen kainatın en kıymetli varlığı insanın, yaradılışından gelen birtakım maddi ve manevi özellikleri göz ardı edilerek bu öz yapısına uygun olmayan Batı kaynaklı eğitim tarzları ve sosyal sistemler bünyede yıpranmaya ve bozulmaya yol açmaktadır. İnsanın kalbine değil de sadece kalıbına hitap eden sistemler, mutlu, huzurlu ve başarılı üçlü hedefine giden yolda aleyhte dengeyi bozmakta, ruhun tezahürleri olan insan davranışlarını menfi olarak etkilemektedir. Bunun neticesinde şişik egosu sebebi ile etrafını göremeyen bireyler yetişmekte, adeta züccaciye dükkanına giren fil misali zarara uğranmaktadır.

Yukarıda dile getirilenler sebebi ile günümüz insanı altında sağlam zemin bulamadığı için patinaj yapan tekerlek misali çok fazla enerji harcamakta, yorulmakta ancak istediği mesafeyi kat edememektedir. Her birey parmak izi gibi farklı yapıda, yaradılışta olduğu için tek tip eğitim, tek tip müfredat ve bundan yüzyıl önceki eğitim yaşam alanları ve metodolojilerini ciddi manada sorgulama vakti gelmiş hatta geçmektedir. İnsanın bazen bulunduğu yeri değiştirerek farklı bir açıdan bakmasının daha önce “siyah” diye ısrar ettiğini “beyaz” olarak görmesine sebep olabilir mi?

Ne dersiniz?

Azmi Aksoy

Azmi Aksoy

Eğitimci, Yazar, Eğitim Yöneticisi

Eğitim alanındaki deneyimini yazarlık ve yöneticilikle birleştirerek zengin içerikler sunan, Yunanca öğretiminde uzman bir eğitimci.

Yorumlar

Eğitim sistemimizdeki köklü değişikliğin zamanı geldi. Öğretmen yetiştirmede özel yetenek sınavı şart!

Berivan Gürbüz


Bir yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir. Gerekli özen gösterilmeden yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Eğitim Modelleri Kategorisinde Son Yazılar

Gelecek Eğitimde Derneği

Gelecek Eğitimde Derneği, 26 Mayıs 2014’te eğitime gönül vermiş öğretmenler tarafından kuruldu. Amacımız, öğretmenlerin eğitim bilimleri ve teknolojilerdeki yenilikleri takip etmelerini sağlamak ve onlara güvenilir bir bilgi kaynağı sunmak. Eğitimle ilgili öğrendiğimiz her şeyi eğitim sevdalısı herkesle paylaşarak, birlikte daha iyi bir gelecek inşa etmek istiyoruz.