27 Mart Kütüphaneler Haftası dolayısıyla okullarda da birçok etkinlik yapılacak. Peki öğrencilerin okumayla arası nasıl? MEB’in verilerine göre, 2016’da mesleki ve teknik liselerde öğrenci başına okunan kitap sayısı yaklaşık 3. Bu oranın en yüksek olduğu ilkokul kademesinde ise bir öğrenci yılda ortalama 25 kitap okuyor. Gazi Üniversitesi Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gıyasettin Aytaş, alışkanlığın kazandırılması için öncelikle okumaya yönelik ‘boş vakit değerlendirme veya uyumaya hazırlık’ algısının kırılması gerektiğini söylüyor.
Türkiye’de 53 yıldır, 27 Mart Kütüphaneler Haftası olarak kutlanıyor. Bu kapsamda seminerler düzenleniyor, sergiler açılıyor, yazarlar okurlarıyla buluşuyor. Okullarda birçok etkinlik yapılsa da Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yayımladığı ‘2017 Yılı Performans Programı’nda yer alan tabloya göre, öğrenciler yeteri kadar kitap okumuyor. Rapora göre, en az okuma oranı yılda 2.7 kitap ile mesleki ve teknik liselilerde. Yani meslek liseliler yılda yaklaşık 3 kitap okuyor. Bu sayının en fazla olduğu kademe ise ilkokul. 2017’de öğrenci başına düşen kitap sayısı 25. Yaş büyüdükçe kitap okuyan öğrenci sayısı da azalıyor.
Boş Vakit Uğraşı Değil
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) bu konudaki son çalışması olan ‘2014-2015 Zaman Kullanım Araştırması’na göre ise 15-24 yaş arası gençler en çok televizyon izlemeye zaman ayırıyor. Akraba ve arkadaş ziyaretlerinde bulunanların sayısı da yüksek. Kitap okumaya vakit yaratanların oranı ise 47.3. Peki bu durum nasıl aşılabilir? Öğrencilere kitap okuma alışkanlığı nasıl kazandırılabilir? Ailelere ve öğretmenlere ne gibi görevler düşüyor? Gazi Üniversitesi Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gıyasettin Aytaş, “Okumak boş vakit değerlendirme veya uyumaya hazırlık değil. Öncelikle bu algının yıkılması gerekir” diyerek, yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:
Baskı İşe Yaramıyor
İç denetime ihtiyaç var. Dıştan gelen etki ne olursa olsun bireyin, bu alışkanlığı kendi çabasıyla kazanacağının farkına varması gerekiyor. Öğretmen veya ailesi tarafından zorlanan çocuk, okuyormuş gibi davranıyor ve bu da bir aldatmacadan ibaret. Ne kadar baskı yapılırsa yapılsın, öğrenci istemedikten sonra okuma alışkanlığı kazanılamıyor.
Kitap, dergi, makale okumanın ‘boş vakit doldurmak’ diye adlandırılmaması gerekiyor. Okumak boş vakit değerlendirme veya uyumaya hazırlık değil. Bu algının yıkılması şart.
Teknolojiden yararlanmayla kitap arasındaki ilişkinin iyi ayırt edilmesi lazım. Birçok kişinin “Kitaba ihtiyaç kalmadı” algısı ilgiyi azaltıyor ve okumadan uzaklaştırıyor.
Bu alışkanlığı kazanabilmek için öncelikle ilgi alanlarının çok iyi belirlenmesi gerekiyor. En çok ilgi duyulan alandan başlamak önemli bir teşvik.
2017 Yılı Performans Programı’na göre ögrenci başına okunan kitap sayısı:
2015 | 2016 | 2017 | |
İlkokul | 21.1 | 17.9 | 25 |
Ortaokul | 7.11 | 6.92 | 9 |
İmam hatip ortaokulları | 8.31 | 11.23 | 14.15 |
Genel ortaögretim | 2.92 | 3.98 | 5 |
Mesleki ve teknik ortaögretim | 2.47 | 2.6 | 2.7 |
Anadolu imam hatip liseleri | 2.59 | 5.69 | 8.79 |
Hedefin Belirlenmesi Gerekiyor
Alışkanlığı pekiştirecek hedeflerin belirlenmesi işe yarayabiliyor. Örneğin haftada bir kitap bitirmekle işe başlanıp, bu iki günde bir kitaba kadar çıkarılabilir.
Okumada seçicilik de önemli. Bir müddet sonra ‘okuma oburu’ olmak gibi bir tehlikenin içine girilebiliyor. Her şeyi yememek gerektiği gibi, her şeyi okumak da doğru değil. Bu yüzden çocuklara kitap seçme hakkı verilerek, ihtiyaçları tespit edilerek okuma alışkanlığı kazandırılabilir.
Küçük yaşlarda çocuğa özel zaman ayrılarak, ilgi düzeyi ve yaşına uygun öykü ile masal kitapları okumak gerekiyor. Böylece alışkanlık edinmesi için temel atılmış oluyor.
Evde hem aile fertlerinin, hem de çocukların ulaşabileceği bir yere farklı türleri içeren bir ‘kitap köşesi’ oluşturmak işe yarıyor. Eğer evde sürekli televizyon seyredilip hiç kitap okunmuyorsa çocuklardan okumasını beklemek gerçekçi değil.
Ödül Listenizde Olsun
Okuma alışkanlığının kazanılmasında kütüphane kullanımının etkisi büyük. Bu nedenle çocuklar için, çevre kütüphanelerin tanıtılmasına yönelik geziler düzenlenebilir, okul kütüphanesinin aktif kullanımı için yönlendirme yapılabilir.
Anne-babaların ödül listesinde mutlaka kitap olsun. Çocuğu sürekli okuması yönünde uyarmak yerine, kitap okuduğunda onu destekleyerek motive etmek daha doğru.
Öğretmenler Sınıf Kitaplığı Oluşturabilir
İlköğretimin ilk yıllarından itibaren bir sınıf kitaplığı oluşturmak oldukça önemli. Öğretmenler sınıf panosunda, öncelikli okunması gereken kitapların bir listesini yaparak bunların sergilenmesini sağlayabilir.
Sınıf öğretmenleri serbest okuma saatleri düzenleyerek, çocukların seçtiği kaynakları okuması için ortam hazırlayabilir.
Okulda kitap okumanın önemini anlatan bir duvar gazetesi oluşturulup, okunan kitaplarla ilgili yazılar bu gazetede sorgulanabilir.
Velilerle görüşmeler yaparak, çocuklarına okuma alışkanlığı kazandırmaları için yapılması gerekenler anlatılabilir.
Öğrencilerin sırf roman, hikâye türüne değil; biyografi, gezi, hatıra, kişisel gelişim, araştırma gibi kitaplara da yönelmesi teşvik edilebilir.
Çocuklar okul kütüphanesini kullanma konusunda yönlendirilebilir, birlikte çevre kütüphanelere geziler düzenlenerek onlara kütüphane kullanma alışkanlığı kazandırılabilir.
Neden Okumak İstemiyorlar
Sıkılıyorlar.
Sevmedikleri bir kitabı zorla okumak istemiyorlar. Zorlandıklarında ise bütün kitaplara karşı tavır alabiliyorlar.
Kitap okumayı bir cinsiyete bağlayan çocuklar var. Örneğin, “Kızlar kitap okur” gibi.
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/buyudukce-kitaptan-uzaklasiyorlar-40404002