Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in /var/www/vhosts/gelecekegitimde.com/httpdocs/wp-includes/post-template.php on line 284
iletişim – Gelecek Eğitimde Platformu

  • Geleceğin eğitimde yön bulacağı bu çağda, geleceğin eğitimine katkı sağlamak için kurulmuş bir dernek olan GED eğitim için yapılan her çalışmada bulunmak ve katkı sağlamak üzere faaliyetlerine devam etmektedir.

    Eğitim. Yenilik. Gelecek.

Home » iletişim

iletişim

Cüneyt Ali Mert  / Eğitim.  / Gelecek.  / Slider
2019’da 3 Milyon İnsanın Aldığı 5 Online Eğitim
Cüneyt Ali MertCüneyt Ali Mert Yayınlanma Tarihi 7 Aralık 2019


Teknoloji işlerini dönüştürmeye devam ettikçe, çalışanlar kariyerleri boyunca kendilerini dönüştürmek için teknolojiyi kullanıyor.

Bugün, çalışanların bunu yapmasının en yaygın yollarından biri çevrimiçi bir kurs almaktır.

“Terfi etmek” isteyen çalışanlar için ücretsiz ve düşük maliyetli kurslar sunan birçok çevrimiçi eğitim sağlayıcısı, isteyenlere kariyerlerini ilerletmelerine yardımcı olacaklara yeni bir beceri kazanma fırsatı veriyor.

Bu sağlayıcılardan biri, yılda yaklaşık 299,88 dolara mal olan, ancak genellikle üniversitelere ya da öğrencilere sunulan LinkedIn Learning’dir.

Yaklaşık 93 milyon çalışan 2019′da LinkedIn Öğrenimi kursuna katıldı.

LinkedIn, yakın zamanda yılın en popüler kurslarını belirlemek için kullanıcı verilerini analiz etti. Bu beş kursu 3 milyondan fazla kişi aldı:

5. Sırada, Python Temel Eğitimi

Ders Tanımı:

“Bu kurs, dil sözdizimi (sytax) ve kullanımının yanı sıra nesneler, generatörler ve exceptionlar gibi gelişmiş özellikleri de kapsar. Türlerin ve değerlerin nesnelerle nasıl ilişkili olduğunu, kontrol ifadeleri, döngüler ve fonksiyonların nasıl kullanılacağı ve generatörler ve dekoratörler ile nasıl çalışılacağı öğrenin. Bill ayrıca Python modül sistemini tanıtıyor ve gerçek dünyadaki bir uygulamada bir iş için çalışan Python komut dosyası örneklerini gösteriyor. ”

Derse ulaşmak için tıklayın.

4.Sırada, Proje Yönetim Fonları

Ders Tanımı:

“Proje yönetimi işleri halletmek ve projeleri daha başarılı kılmak için baştan sona bir yaklaşımdır. Bu bir meslektir, ancak hedeflere ulaşmak ve proje çalışmasını daha etkin bir şekilde yönetmek için herkesin uygulayabileceği bir teknikler kümesidir. Proje yönetimi, küçük ve basit projelerin yanı sıra işletme genelinde karmaşık girişimlerin yönlendirilmesinde de kullanılabilir. ”

Derse ulaşmak için tıklayın.

3. Sırada, Online Pazarlama Temelleri

Ders Tanımı:

“İşletmenizi çevrimiçi ortamda nasıl etkili bir şekilde tanıtmayı ve dijital ortamda potansiyel müşterileri çeken, hedefli bir çevrimiçi pazarlama stratejisi geliştirmeyi öğrenin. Bu kursta Brad Batesole, günümüzdeki dijital pazarlama tekniklerini basit bir şekilde açıklayarak tüm dijital kanallar için başarılı bir çevrimiçi pazarlama kampanyası oluşturmayı gösteriyor: arama, video, sosyal, e-posta ve görüntüleme. ”

Derse ulaşmak için tıklayın.

2.Sırada, Sertifikasyon Hazırlığı: Proje Yönetimi Uzmanı (PMP)

Ders Tanımı:

“Bu sertifikasyon eğitimi kursu sınavdan kritik proje yönetimi kavramlarını öğretiyor ve sınav becerilerinizi geliştirmek için çalışma kılavuzları ve örnek uygulama sınavları sunuyor. Bu kurs aynı zamanda sınava girmek için gereken 35 saatlik eğitim şartını yerine getiriyor ve sertifikalarını sürdürmeleri için krediye ihtiyacı olan mevcut PMP’ler için 35 PDU sağlıyor. ”

Derse ulaşmak için tıklayın.

1.Sırada ise, Excel Temel Eğitimi

Ders Tanımı:

“Veri girmeyi, veri düzenlemeyi, basit işlevlerle hesaplamaları yapmayı, birden fazla çalışma sayfasıyla çalışmayı, veri ve hücrelerin görünümünü biçimlendirmeyi, grafikler oluşturmayı ve PivotTable’lar oluşturmayı öğrenin. IF, VLOOKUP ve COUNTIF fonksiyon ailesinin nasıl kullanılacağını öğrenin. Hedef Arama ve Çözücü dahil veri analizi araçlarının nasıl kullanılacağını görün. Makrolarla görevleri otomatik hale getirmeyi, verileri yönetmeyi ve daha fazlasını yapmayı keşfedin. ”

Derse ulaşmak için tıklayın.

—

LinkedIn’e göre, 2019’un en popüler kursu “Excel Essential Training-Excel Temel Eğitimi”.

LinkedIn Learning’in başkan yardımcısı olan Emily Poague, CNBC Make’e ekibinin Excel kursunun üst sıralarda görünmesini şaşırtmadığını, çünkü endüstrinin geniş bir yelpazede çalışanlara uygulayabilecekleri genel bir ofis becerisi olduğunu söyledi.

Benzer şekilde, proje yönetiminde sertifika almak, çok çeşitli profesyoneller için yararlı olabilir.

Gerçekten de Python’un temellerini öğreten bir ders, LinkedIn’in 2019′daki en popüler beşinci kursu idi. Python, aynı zamanda 2019′daki en fazla talep gören teknoloji becerilerinden biriydi.

Indeed Hiring Laboratuvarı’nda bir ekonomist olan Andrew Flowers , Python’un yeni yılda öğrenmek için ideal bir yetenek olduğunu söyledi ve “yüksek talep görüyor (teknik iş ilanlarının yaklaşık% 18′i adaylardan Python’u 2019′da anlamalarını istedi) ve ayrıca okunması ve öğrenmesi kolay olacak şekilde tasarlanmıştır” dedi.

CNBC Make It’e “Python’un başarısının ardındaki itici güç bu” dedi . “Çok okunabilir. Bu keskin bir öğrenme eğrisi değil. ”

Python ayrıca backend web geliştirmeden veri analizine ve yapay zekaya kadar geniş bir amaç için kullanılabilir.

Bu özel derslerin inanılmaz popüler olduğu kanıtlanmış olsa da, öğrencilerin genel olarak en çok katıldığı dersin teknik becerilerle ilgisi yoktur.

Poague, “İnsanların öğrenmeye zaman harcadıkları en popüler konu iletişimdi ve bunun birkaç nedeni var” diyor.

Bunun bir nedeni, çevrimiçi olarak sunulan çok sayıda iletişim sınıfı olmasıdır.

Ancak, Poague, çok sayıda işçinin meslektaşlarıyla işbirliği içinde derin bir şekilde yatırım yaptığı görülmektedir.

“İletişim, evrensel olan bu becerilerden biridir” diye açıklıyor. “Herkesin üzerinde çalışmak zorunda olduğu hissine kapıldığı bir şey”

Kaynak: https://www.cnbc.com/2019/12/06/over-3-million-people-took-these-5-online-courses-in-2019.html

Çeviri: Cüneyt Ali Mert


Devamını Oku
0
2.9K Görüntülenme
16

Eğitim.  / Gelecek Eğitimde  / Gelecek.  / Slider
Eğitim Girişimciliği Nedir?
Gelecek EğitimdeGelecek Eğitimde Yayınlanma Tarihi 24 Ocak 2019


Çağımızın en popüler kavramlarından birisi girişimcilik. Neredeyse herkes kendi işini kurmayı ve girişimci olmayı istiyor. Pek az kişi adım atarak kendi girişimini hayata geçiriyor. Girişimciler farklı sektörlerde iş kurmak için risk alıyorlar. Türkiye’de eğitim konusunda girişimler bulunmakla beraber kendisini “eğitim girişimcisi” olarak ifade eden çok az girişimci var. Emre Keskin ile beraber hayata geçirdiğimiz girişimimiz Eğitmen Panda ile eğitim girişimciliğine adım attık. Bu yazımda bu konudaki eğitim girişimciliğine dair kısa bir giriş ve deneyimlerime yer vereceğim.

Öncelikle Girişimcilik tanımları ile başlayalım. İlk rastladığım tanım şu şekilde: “Girişimcilik, en genel ifadeyle kar amacı ile riski üstüne alan ve iş kuran kişinin yaptığı büyük atılımdır.” Bu tanım tam olarak ifade etmiyor gibi.

Apple ve Google’ın girişimcilik tanımları ise şu şekilde: Apple girişimciliği; eski kuralları çağdaş yeniliklerle yorumlayan ve aksiyona geçiren beceri olarak tanımlıyor. Google ise; geçmişi gelecekle birleştiren ve şimdiyi yaratan yetenek olarak ifade ediyor.

Bu tanımları kullanmak bana daha uygun geliyor.

Girişimciliğin tanımını da yaptığımıza göre, eğitim girişimciliğine geçebiliriz. Eğitim, son dönemde sadece toplumumuz tarafından değil dünyada en fazla kaygıyla izlenen sistemlerden birisi haline geldi. Eğitim, internetin hızla hayatımızın merkezi haline geldiği günümüzde pek çok yerde hala geleneksel eğitim yöntemleri ile sürdürülmeye çalışılıyor. Eğitim yüzyıllardır, değişmemiş olan sınıf ortamında bir öğreten etrafında dönmeye devam ederken dijital çağa ayak uyduramaz duruma geldi. Bireyselliğin öne çıktığı çağımızda eğitimler için kendisini değiştirmeye başlayan üniversiteler ve kurumlar öne çıkıyor. Bu eğitimde yaşanan inovasyon ile çağımız bilgiye en çabuk ulaşmamızı sağlarken, kaliteli bilgiyi bulmayı da bir o kadar zorlaştırıyor.

İbrahim Tatlıses’in bir zamanlar söylediği “Urfa’da Oxford vardı da biz mi okumadık?”sözü tarihe karıştı bile. Artık her yerdeki eğitimlere bir internet bağlantısı uzağındayız. Ünlü pek çok üniversite dünyanın herhangi bir yerinden erişilebileceğimiz online eğitimler açmaya başladı.

Eğitim girişimciliğinde de dijital platformlar öne çıkıyor ve online derslere rağbet artıyor. Bu dersler ve digital teknoloji eğitimlerde farklı tasarımlar için kolaylaştırıcı bir araçlar.

Eğitim konusunda, yeni fikirlere ve farklı yöntemlere olan ihtiyacımız her an artıyor. Bu nedenle yeni girişimler kurmak için harekete geçmeliyiz, dedik ve bir adım attık.

Peki, her şeyin dijital olması bizler için ne kadar yararlı? Bizler sosyal olarak öğrenen varlıklarız. Öğrenmemizin büyük bir kısmını çocukluğumuzda oynadığımız oyunlardan öğreniyoruz. Sonra okula başladığımız zaman arkadaşlarımız ile oynadığımız oyunların süresi azalıyor ve her sınıf geçişimiz ile arkadaşlarımız ile oynadığımızın zamanın süresi arasında ters orantı var. Günümüzde telefonlar, tabletler ve sürekli bildirimler yağan sosyal medya ile beraber dijital çağda arkadaşlarımız ile beraber oyun oynamaya ve vakit geçirmeye daha az vaktimiz kalıyor. Oysa öğrenmek için, bilgiyi paylaşmaya, üzerine sohbet etmeye, tartışmaya ve farklı bakış açılarını duyarak kendi süzgecimizden geçirerek işlemeye ihtiyacımız var. Bunu dijital çağdaki online dersler ile öğrenmemiz şimdilik zor gözüküyor. Bu nedenle, çağımızda yüz yüze eğitimlere, geleneksel eğitimden farklı yaklaşacak yöntemlere ihtiyacımız daha da artıyor.

Böyle bir ortamda, ortağım ile beraber, non-formal metotları, oyunları, simulasyonları, canlandırmaları kullanarak tasarladığımız eğitimler ile bir girişim kurma ihtiyacı hissettik. Bu yönteme de 3.nesil öğrenme deneyimleri diyoruz. ( 3.nesil öğrenme deneyimi hakkında buraya tıklayarak detaylı bilgi alabilirsiniz.)Çocuklukta en çok öğrenmemizi sağlayan şey, arkadaşlarımız ile oynarken hayal gücümüzü kullanarak, pek çok durumu denemek, her seferinde farklı bir şeyler ekleyerek hikayeyi ve oyunu değiştirmekti. Yani aynı oyunu oynarken bile farklı deneyimler yaşamaktı. Bu duruma aslında küçük simülasyonlar yaratmak diyebiliriz.Dolayısı ile deneyim üzerine kurulu olarak yaşadığımız anlar bizler için büyük öğrenme olarak dönüyor.

Eğitim girişimcisi olarak, yüz yüze eğitimleri deneyim üzerinden kurgulayarak, katılımcıların kendi öğrenme hızında, stilinde ve motivasyonunda öğrenecekleri ortamlar yaratmaya ihtiyacımız olduğunu fark ederek bu alanda bir girişim kurduk.

Eğitim girişimcisi olma konusunda yaşlarımız nedeniyle yaşadığımız pek çok engel ve ayrımcılık var. Üstelik girişimci olmak sanıldığının aksine pek çok zorluğu da yanında getiriyor.

Kaynak: Medium, Çağrı Küpeli, Eğitmen Panda


Devamını Oku
0
2.8K Görüntülenme
3

Eğitim.  / Gelecek Eğitimde
Prof. Dr. Zakir Avşar: İletişim fakültelerinin durumu gözden geçirilmeli
Gelecek EğitimdeGelecek Eğitimde Yayınlanma Tarihi 22 Kasım 2018


Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Avşar, “Bu kadar iletişim fakültesi olmamalı. İletişim fakülteleri, medya mecralarının olduğu yerde kurulmalıdır. İletişim fakültelerinin durumu gözden geçirilmelidir.” dedi.

Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar, Anadolu Ajansı (AA) Haber Akademisince düzenlenen Genç Yetenek Geliştirme Programı’nı tamamlayan gazeteciler ile AA Konferans Salonu’nda bir araya geldi.

Gazetecilik tarihi üzerine bilgiler aktaran Avşar, gazetecilik tarihinde AA’nın önemli bir yeri olduğunu, Milli Mücadele döneminde tarihsel bir görev üstlendiğini ve büyük işler başardığını söyledi.

Avşar, “AA’nın sadece Türk milletine değil, İslam’a da büyük hizmeti vardır. Ajansın kuruluşu, haberlerde, ‘İslam’ın kurtuluşu için tarihi vazife yapmak üzere…’ ifadeleriyle veriliyor. Ajans, Milli Mücadelede çok büyük ve mühim bir misyon üstlenmiştir.” ifadesini kullandı.

Haberciliğin, “kitleleri bilgilendirme” olarak tanımlandığını, “yazı” ve “dil”in haberin iletilmesindeki temel unsurlardan olduğunu aktaran Avşar, “Habercilik tarihi, seslerden oluşan bir dil kodlaması ve yazının ortaya çıkmasıyla başlıyor.” dedi.

Matbaanın bulunmasının gazetecilik tarihi için dönüm noktası olduğunu hatırlatan Avşar, Osmanlı’da matbaanın kullanılmaya başlaması sonrasında ilk gazetelerin yayınlandığını belirtti.

Avrupa’da yayına giren gazetelerin sayısındaki artışın, gazeteleri besleyecek bilgi kaynaklarına erişim ihtiyacını beraberinde getirdiğini ve 1835’den sonra haber ajanslarının kurulduğunu kaydeden Avşar, şunları söyledi:

“Bilgi, güç demektir. Ajanslar haberi üretip, pazarlarken bunu kendi lisanları ve dilleri çerçevesinde yapıyorlar. Onları, vermek istedikleri çerçeve içerisinde görmeye başlıyorsunuz. Fransızlardan sonra Almanlar da kendi ajanslarını kurmuştur. AA’nın kurulması da bu sebepledir. Onların bizi çerçevelediği biçimde değil, kendimizi ifade etmek için ajansımız kuruldu.”

“İletişim fakültelerinden her sene 6 bin mezun veriyoruz”

Son yıllarda yeni medyanın haberciliğe ayrı bir boyut kazandırdığını belirten Avşar, genç habercilere kendilerini devamlı geliştirmeleri ve yeni medyayı öğrenmeleri tavsiyesinde bulundu.

İletişim fakültelerinin sayısının son yıllarda artmasına ve bunun olumsuz sonuçlarına da işaret eden Avşar, “Her sene aşağı yukarı 10 bin iletişim fakültesi öğrencisi alıyoruz ve 6 bin mezun veriyoruz. Sektörün büyüklüğü buna müsait değil, bu doğru değil. Bu kadar iletişim fakültesi olmamalı. İletişim fakülteleri, medya mecralarının olduğu yerde kurulmalıdır. İletişim fakültelerinin durumu gözden geçirilmelidir.” diye konuştu.

Kaynak: AA


Devamını Oku
0
2.4K Görüntülenme
0

Eğitim.  / Gelecek Eğitimde
İletişim Çok Şeydir
Gelecek EğitimdeGelecek Eğitimde Yayınlanma Tarihi 31 Mart 2017


Aile, toplumların temel harcı olmakla beraber, nesillerin gelişiminde de başrolü kaptırmamalıdır. Gelişen teknolojik aygıtlar, cezbeden arkadaş grupları, yapay soslu gıdalar, süslü vitrinler aileden rol devşirmekle meşgul. Kale dört bir yandan saldırı ve işgal girişimlerine direnme gayretinde… Direnmekten maksat; her neferin sevgi, saygı ve güven gibi temel ihtiyaçlarına bu burçların içinde doyum bulmasıdır.

Anne-babanın önayak olduğu, sevgi ve saygıyla bezenmiş bir sevgi iklimi bu ihtiyaçların başında gelir. Çocuk ne kadar yetenekli olursa olsun, bu yeteneklerin görücüye çıkacağı fırsatları bulamazsa, zaman içinde bu yönü körelecek ve ebeveynlere üzülerek izlemekten başka paye kalmayacak.

Aynı havayı soluyan fertlerin duyguları firarda, herkes evin dört bir yanına savrulmuş vaziyette. Günlük hayatın yorucu ve stresli yükü evlere taşınırken, hiç ilgisi olmayan çocuklarsa ağırlığın altında can çekişmekte.

Dikkati çekilmesi gereken bir husus da, ebeveynlerin arasında ki iletişimin, çocuklarıyla ve onların kendi arasındaki iletişime yön tayin ettiğidir. Çocukların önünde tartışan, didişen ve paylaşmaktan aciz bir görüntü çizerken, onlardan tam tersini beklemek haksızlık olmuyor mu? Tartışarak model olduğumuz çocuğun, şiddete ve öfkeye eğilimli bir yabancıya dönüşmesine şaşırmak ne garip! ‘Yuvam’ diyebileceği, huzur ve güven ikliminin huzur ve metanet esintileri onların gelişimi için hayati önem taşımaktadır.

İletişim kuramayan çocuk ihtiyaçlarını elde edemedikçe bu açlığını başka mecralarda doyurma yanlışına düşmektedir. Bir şişe sudan bir miktar döküp yerine havanın dolması misali ebeveynlerin dolduramadığı boşluklar bilmediğimiz adreslerde karşılık bulmaktadır. Anne–baba ne kadar samimi ve içten diyalog zemini hazırlarsa, çocuklar da bu oranda kendilerini ifade edebilme cesareti bulacaktır. İhtiyaçlar gizli kapaklı yollarla değil, konuşarak, ortak çözüm yolları aranarak karşılanmalıdır. Sizinle konuşamayan çocuğunuz, meşru olmayan yollarda ve sonunda çıkmaz sokaklarda sürüklenebilecektir.

Çocuk anne babadan sadece anlaşılmayı bekler. Özellikle ergenlik dönemi anlaşılma çabalarının pik yaptığı dönemdir. Ergen genç, düşünceleri ve yaşam tarzıyla kabuğundan sıyrılmak ve kendi habitatına saygı duyulmasını bekler. Bu çırpınışlara cevap olarak neler hissettiğini, neye ihtiyacı olduğunu birazcık empati kurarak karşılık vermek yeterlidir aslında. Bunu yaparken de ‘bizim zamanımızda’ diye başlayan cümlelerin çok işe yaramadığını da unutmamakta fayda var. Sen temalı mesajlar yerine, ben ve bizi ön planda tutarak, karşısında değil yanında olduğumuzu hissettirmeliyiz.

Sağlıklı iletişimin bir diğer şartı da ses tonudur. Ses tonunuzdan sevginiz hissedilirken, Hayırlarımız da kabul görmelidir. Aksi halde anlamsız ısrarlarıyla başınızı ağrıtan çocuklara davetiye çıkartırız. Ses tonundaki vurgu, aslında çocuğu rahatlatırken durması gereken kırmızı çizgilerin de işaret fişeği olmalıdır.

Monolog değil iletişim olsun istiyorsanız yargılayarak, konumlandırarak ve baskılayarak başlamayın. Çocuklarınız onları herhangi bir aygıtla aldatmadığınız, kaliteli zaman ayırmanızı bekliyor. Tüm benliğimle seni dinlemek için karşındayım ve hazırım mesajı çok değerlidir.

Unutmayın çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras onlara kattığımız değerlerdir.

Gerisi Yunus Emre’nin de dediği gibi;

“Mal sahibi mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi.
Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan.”

 


Devamını Oku
0
2.8K Görüntülenme
6



*/