Geçenlerde 13 yaşındaki çocuğuna cep telefonu alan ve telefonu çocuğa teslim etmeden önce bir sözleşme imzalayan Amerikalı annenin haberi vardı her yerde. Annenin hazırladığı 18 maddelik sözleşmede şu maddeler yer alıyordu:
"Bu telefon benim, bunu sana kullanman için ödünç veriyorum. Telefondaki şifreleri benimle paylaşacaksın. Telefonu okula götürmeyeceksin. Bozulursa kendi paranla yaptıracaksın. Ben aradığımda veya baban aradığında bize mutlaka cevap vereceksin. Bazen telefonu evde bırakacaksın. Google olmadan da bir şeyler araştırmayı öğreneceksin. Zararlı şeyler seyretmeyeceksin vs."
Bu haberi okuyunca, günümüzde çocuk yetiştiren anne babaların, önceki devirlere göre birçok ek sorumluluğunun olduğu da açıkça görülüyor. Her konu için çocukla sözleşme imzalamak zor tabi. Çünkü zihinleri kurcalayan tek konu cep telefonu kullanımı değil. Cep telefonunun yanında bilgisayar, internet ve tele-vizyon kullanımı, arkadaş seçimi, ders çalışma gibi konular da eklenirse herhalde anne babaların çocuklarıyla imzalaması gereken sözleşmenin en az 10 sayfa kadar olması gerekir.
Bu konular belki sözleşme maddeleri olarak yazılmıyor ve imzalanmıyor ama sürekli olarak anne babaların gündemlerini işgal etmeye devam ediyor. Dünyada sosyal medya kullanıcılarının sayısıyla birlikte anne babaların kaygıları da artıyor.
Her teknolojik gelişme, hayatı bir yandan kolaylaştırırken bir yandan da zorlaştırıyor.
Hele henüz küçük yaşlarda bir çocuğunuz varsa işiniz daha da zor demektir.
Mesela; bir yandan sürekli, sosyal medya kullanımının günümüzde ne kadar yaygınlaştığını ve ne kadar etkili olduğunu okuyoruz, diğer yandan çocuğumuzun sosyal medyadan zarar görmemesi için önlemler almaya çalışıyoruz. Sosyal medyayı gereğinden fazla yüceltenlerle, tamamen silip atanların arasında bir yerde, dengede durabilmek için gayret gösteriyoruz.
Çocuğumuz, sosyal medyanın asosyal sakinlerinden olmasın diye endişe içinde çözüm yolları üretmeye çalışıyoruz. Akıllı telefonların aklına güvenmediğimiz için bir yanımız hep tedirgin. Ama yapacak bir şey yok. Birçok konuda olduğu gibi teknoloji kullanımı konusunda da aşırı uçlarda olmak hem bize hem çocuğumuza zarar verir. Bu yüzden dengeli hareket etmek zorundayız.
Bir toplantı esnasında sosyal medyanın zararları ve riskleri hakkında konuşurken bir arkadaşımız güzel bir örnek verdi ve, "Her gün araba kazalarında insanlar ölüyor ama biz araba kullanmaya devam ediyoruz" dedi.
Biz de araba kullanmaya devam edeceğiz elbette. Ama kazasız belasız bir sürüş için ciddi tedbirler almak zorundayız.
Bu konuda insanın kendine çok güvenmesi de yetmiyor.
Siz ne kadar iyi sürücü olursanız olun karşıdan gelen arabanın şoförü sarhoş veya acemiyse tehlike var demektir.
Velhasıl, çocuklarımız sürekli dijital ortamda seyahat hâlindeyken, biz anne babaların gözüne pek uyku girmiyor.
Sosyal medyada, başta dilimiz ve diğer değerlerimizle gereği kadar sosyal ve sağlıklı bir meşguliyet diliyorum efendim.
Bir yorum yazın
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir. Gerekli özen gösterilmeden yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.